Ataşehir’deki özel hastanede iki sıhhat çalışanının hasta bayanla alay ettikleri manzaraları paylaşarak skandalın ortaya çıkmasını sağlayan hastane çalışanı Murat Yıldırım, hastanede yaşananları anlattı. Hastane idaresine elindeki manzaralarla şantaj yaptığı savıyla gözaltına alınan lakin özgür bırakılan Yıldırım, “İhmaller ve vefatlar başladığında onları kendi annemin babamın yerine koydum. Tabiplerin odasında izleyip kendi içlerinde dalga geçiyorlardı, alay ediyorlardı” dedi.
Ataşehir’deki özel hastanede misyonlu işçi, tedavi gören Nermin Zeren isimli bayan hastayla alay ederek bu anları kayda aldı. Toplumsal medyada yayınlanan ve reaksiyon çeken manzaralarda bir işçi hastanın yüzüne para atarak hakaret ederken, oburu ise küfrediyor. Manzaraları paylaşarak skandalın ortaya çıkmasını sağlayan eski hastane çalışanı Murat Yıldırım, hastanede yaşananları anlattı. 2019 yılının ekim ayında hastanede paklık vazifelisi olarak çalışmaya başlayan 30 yaşındaki Yıldırım, olaylar yaşandıktan sonra yılbaşında işten ayrıldı. 8 Ocak’ta CİMER’e hastanede yaşananlar için müracaat yaptığını belirten Yıldırım, mevzunun kapatılması için konutuna polislerin gönderildiğini ve kendisine yeni telefon teklifinde bulunulduğunu sav etti.
“Şantaj argümanları palavra, varsa ispatlasınlar”
3 yıl boyunca hastanede paklık emekçisi olarak çalışan Murat Yıldırım, gece nöbetlerine başlayınca ihmalleri fark ettiğini belirterek, “Bu olaylar yaşanmaya başladığında ben orada paklık işçisi olarak işe başlamıştım. Gece nöbetlerine kalmaya başladığım vakit durumu fark ettim. İhmaller ve vefatlar başladığında onları kendi annemin babamın yerine koydum. Vicdanen rahatsız oldum fakat ispatlamak için kayıt altına almam gerekiyordu. Orada görüntüler çekilirken ben hiçbirinde yoktum. Esasen imgelerde de telefonun masanın üzerinde olduğu anlaşılıyor, hemşirelerin telefonuydu. Hekimlerin odasında izleyip kendi içlerinde dalga geçiyorlardı, alay ediyorlardı. Ben onların telefonundan bir biçimde onları isteyerek, ‘sizde var bende de olsun’ diyerek kendim çektim. Yaşananları görünce huduttan kendimi öldürmek istiyordum lakin kayıt altına almaya devam ettirmem gerektiğini anlayıp dayanıyordum. Daha beter olayların yaşanacağını biliyordum. Sonrası esasen facia oldu. Kendi telefonumla çekip kayıt altına aldığım tahminen 5 tane vefat vardır. Hepsini tek tek ispatladım. Hastanenin mail hesabına ben o denli bir yazı göndersem, koskoca hastane beni bugüne kadar tutuklattırmaz mıydı? Büsbütün kendilerini aklamak için söylüyorlar. Ben hiçbir vakit hiçbir formda söylemedim. O denli bir şey yapsaydım beni bırakmazlardı. Öteki birine şantaj yaptığınızda bile bunun cezası var. Ben koskoca hastaneye şantaj yapacağım ve beni bırakacaklar. Palavra muhakkak palavra. Varsa ispatlayabilirler” dedi.
“Hastalar ihmalden ölüyordu; hasta tek başına ölüyordu gören yoktu”
Yıldırım olayla ilgili kabahat duyurusu yapılmadan evvel CİMER’e müracaatta bulunduğunu belirterek, “” diye konuştu.
“‘Sakın bunları kimseye gönderme, bunlar siyasi olur, buradan 400 kişi ekmek yiyor’ dediler”
Yıldırım, “Nermin hanımı görüyordum. Ben hastaneden ayrıldıktan 3 ay sonra vefat etmiş. Hastanede hiyerarşi vardı. Bize temizlikçi gözüyle bakıyorlardı. Ben olanları gidip söylesem ‘Sen hemşirenin işine karışma’ derlerdi. Hemşire gidip tabiplerle ilgili bir şey söylese ‘Sen tabibin işine karışma’ derlerdi. Bundan sonra kendime dikkat etmem konusunda çok uyaranlar oluyor ancak ben haklı olduğumu düşünüyorum. Hiçbir şeyden korkmuyorum. İşe gitmediğim vakit beni aradılar. İnsan kaynaklarından hastaneye çağırdılar, ‘Murat beyefendi gelmediğiniz günler için tutanak tutuluyor, buraya gelip sözünüzü müellif mısınız’ dediler. Ben oraya gittiğimde insan kaynakları genel müdürü, Ankara’dan bu olayı araştırmaları için getirdikleri baş hemşire, Ankara’dan getirdikleri avukat vardı. Hepsi toplantı odasındaydı. Ben onları gördüğümde şaşırdım. Bana, ‘Sen buraya gelmişken seninle konuşmak istedik’ dediler. Konuşmayı kabul ettim. İdare mevzuyu onlara anlatmış lakin onlar bana inanmadıklarını söylediler. Manzaraları gördükten sonra bana ‘Sakın bunları kimseye gönderme, bunlar siyasi olur, buradan 400 kişi ekmek yiyor’ dediler. Sonrasına bana hastanenin genel müdürü, ‘Bizden ne istiyorsun’ dedi. Ben ağır bakım servisine kamera takılmasını istedim. Gerekli cezayı almalarını istedim. ‘Bize bunları vermen gerekiyor’ dedi. İmajları vermeyeceğimi belirttim, ‘Konuyu kendi aranızda kapatacağınızı biliyorum’ dedim. Sonra kendi numarasını bana kaydettirdi, beni çaldırdı. Akabinde Ankara’dan gelen grup bana yeni telefon teklifi yaptı. Bunları telefonumda bulundurmamın hata olduğunu belirttiler. Ben sonra odadan çıktım. Meskene gidip CİMER’den müracaat yaptım. Akabinde meskenime bu imajları benden almaları için polis gönderdiler. Telefonu kaybettim, tekrar imajları toplamaya başladım, o mühlet bu vakte kadar buldu. Yoksa ben aslında o vakit yansıtacaktım” biçiminde konuştu. (DHA)
“Bu paralar sağ böbreğinin karşılığı”
Görüntülerde işçilerin yaşlı bayanı, “2 milyon dolar olarak bırakıyorum. Yarın 4 milyon dolarak alacağım. Al paralar, paralar. Bu paraları sana niçin veriyorum, biliyor musun? Zira senin sağ böbreğini alacağım. Bu paralar sağ böbreğinin karşılığı! Al haydi ameliyata başlıyoruz. Makası getir? Nermin senin ameliyat ediyorlar” diyerek korkuttukları ve üzerlerine para saçtıkları görüldü.
Öte yandan hastaneden alınan birinci bilgilerde, olaya karışan 2 çalışanın iş akdine son verildiği, isimli sürecin devam ettiği öğrenildi. (İHA)” />